Üsküp'te Gezilecek Yerler

Üsküp'te Gezilecek Yerler

Üsküp gezilecek yerler açısından zenginliğini, büyük oranda Osmanlı İmparatorluğu’na borçlu. Vardar Nehri kıyısına kurulu Makedonya‘nın başkentini turistik açıdan ilgi çekici kılan, mimari açıdan farklı üsluplara sahip daha yeni sayılabilecek yapılarsa ya 1963 depreminin ya da bağımsızlığın ardından gerçekleştirilen yenileme çalışmaları dâhilinde inşa edilmiş.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak hazırladığım listede, bahsetmiş olduğum dönemlere ait yapıların yanı sıra Üsküp‘ün doğal güzelliklerinin tadına varabileceğiniz noktalar hakkında da detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
 
Üsküp’te gezip görülmesi gereken yerler:
  1. Türk Çarşısı
  2. Makedonya Meydanı
  3. Taş Köprü
  4. Üsküp Kalesi
  5. Rahibe Teresa Evi
  6. Arkeoloji Müzesi
  7. Mustafa Paşa Camii
  8. Davut Paşa Hamamı
  9. Makedonya Takı
  10. Murat Paşa Camii
  11. Kapan Han
  12. Sulu Han
  13. Kurşunlu Han
  14. Milenyum Haçı
  15. Aziz Saviour (St. Spas) Kilisesi
  16. Aziz Ohrid Kliment Katedrali
  17. Makedonya Mücadele Müzesi
  18. İsa Bey Hamamı / Çifte Hamam
  19. Makedonya Köyü
  20. Matka Kanyonu
1. Türk Çarşısı
Türk Çarşısı, hem hareketli atmosferi hem de tarihi dokusu ile Üsküp gezilecek yerler listesinde ilk sırada olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Üsküp kent merkezinin kuzeyinde yer alan çarşı; alışveriş yapmak, eğlenmek ve fotoğraf çekmek isteyenler için cazip fırsatlar barındırıyor. Eğlenmek istediğinizde Türkçe müzikler dinleyebileceğiniz mekânların faaliyet gösterdiği Barlar Sokağı’na gidebilirsiniz.
Eğer niyetiniz fotoğraf çekmekse gece de buraya uğramanızı tavsiye ederim. Alışveriş konusundaysa klasik tipteki hediyelik eşyalardan ziynet eşyalarına kadar farklı kategorilerden birçok ilgi çekici teklif kentin bu bölümünde sizleri bekliyor.
Yerel mutfağın en özel lezzetlerinin tadına bakma fırsatı bulacağınız restoranların olduğu çarşı, 1555 ve 1963’teki depremlerde ağır hasar görmüş.
Ancak bu felaketlerin ardından gerçekleştirilen yenileme çalışmaları sayesinde Osmanlı döneminden kalma yapılar varlıklarını korumayı başarmış.
2. Makedonya Meydanı
Vardar Nehri’nin kıyısındaki 18.500 metrekarelik alanı kaplayan Makedonya Meydanı (Плоштад Македонија), 1963 yılında meydana gelen depremin ardından hayata geçirilen yenileme çalışmalarının bir parçası olarak inşa edilmiş.
Makedonya’nın en büyük meydanı olma özelliğini taşıyan alan; kafeleri, restoranları, alışveriş ve ulaşım olanaklarıyla kentin adeta kalbi konumunda.
Yerel halkın gözünde popüler bir buluşma noktası olan meydana, keyifli vakit geçirmek ve günlük hayatı gözlemlemek için zaman ayırabilirsiniz.
Makedonya Meydanı’nın tam ortasında görkemli Büyük İskender Heykeli yer alıyor. Alt kısmında bulunan aslanlar ve müzik eşliğinde gerçekleştirilen su şovları, eserin görünümünü çok daha etkileyici kılıyor.
Alanın çevresinde ise Taş köprü, Makedonya Takı, Ristik Sarayı, Ordu Evi ve Eski Tiyatro gibi tarihi öneme sahip yapılar bulunuyor.
3. Taş Köprü
Bazı kaynaklarda Mimar Sinan’ın eseri olduğu belirtilen Taş Köprü‘nün (Камен мост) inşası, 1451-1459 yılları arasında gerçekleştirilmiş.
Fatih Sultan Mehmed Köprüsü adıyla da anılan yapı, 214 metre uzunluğa ve 6 metre genişliğe sahip. Roma zamanından kalma türdeşinin yerini alan köprü, açıklıkları 4,05 ila 13,48 metre arasında değişen 12 kemere sabitlenecek şekilde tasarlanmış.
Makedonya Meydanı ile Türk Çarşısı arasındaki ulaşımı sağlayan köprüden, günümüzde sadece yayaların geçişine izin veriliyor.
1555’teki depremde 4 sütunu ağır hasar gören, II. Dünya Savaşı’nda ise tamamen yok edilme tehlikesini atlatan köprünün 1689 yılında gerçekleşen Karpoş İsyanı’nda Kumanova dükünün idamına sahne olduğu düşünülüyor.
4. Üsküp Kalesi
Kentin armasında ve bayrağında yer alan simgelerden biri olan Üsküp Kalesi‘nin (Скопско Кале), ilk olarak Romalılar tarafından 5. veya 6. yüzyılda inşa edildiği zannediliyor.
Vardar Nehri’nin kuzeyinde Türk Çarşısı’na birkaç adım uzaklıktaki bir tepenin üzerinde bulunan kale, depremler sonucunda birçok kez ağır hasar görmüş.
518 yılındaki depremin ardında bıraktığı yıkımın izleri I. Jüstinyen döneminde tamamen silinirken 1963’teki felaket sonrasında kalede herhangi bir restorasyon çalışması gerçekleştirilmemiş.
Roma ve Bizans’ın ardından Osmanlı İmparatorluğu tarafında da kullanılan kale, günümüzde yıkıntı halinde varlığını sürdürse de manzarası nedeniyle gezginlerin ilgisini çekmeyi başarıyor.
Özellikle gün batımında tarihi yapıya giderseniz kent manzarasını en etkileyici haliyle seyretme ve fotoğrafını çekme fırsatı bulabilirsiniz.
5. Rahibe Teresa Evi
Makedonya Meydanı’na yakın mesafedeki Rahibe Teresa Evi, 1910-1928 yılları arasında Üsküp’te yaşamış azizenin anısına 2009’da ziyarete açılmış.
Asıl adı Agnes Gonca Boyacı olan hayırseverin hayatı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen birçok gezginin Üsküp gezilecek yerler listelerine ekledikleri anı evinin alt kısmı müze haline getirilmiş. Üst katı ise Katolik kilisesi olarak hizmet veriyor. Her iki bölüm de ücretsiz ziyaret edilebiliyor.
Alt kattaki müzenin bir bölümü Hayırsever Misyonerler Cemaati’nin kurucusunun yaşadığı döneme özgü eşyalar kullanılarak yatak odası haline getirilmiş.
Benzer şekilde aynı kattaki bir başka alan, yemek odası şeklinde dekore edilmiş. 1979’da Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen şahsiyete ait eşya ve fotoğrafların gösterimi ise evin salonunda yapılıyor.
6. Arkeoloji Müzesi
Makedonya Meydanı’ndan ülke tarihinin önemli kişilerini tasvir eden heykellerle süslü Medeniyetler Köprüsü’nden geçerek ulaşabileceğiniz Arkeoloji Müzesi, TİKA ve Üsküp Büyükelçiliği’nin katkılarıyla 2014 yılında faaliyete başlamış.
Müzenin bir bölümü Makedonya Cumhuriyeti Ulusal Arşivi olarak kullanılan binası ise 2009-2014 yılları arasında Antik Yunan tarzı tasarıma bağlı kalınarak inşa edilmiş.
Sergilenen çoğu eşya replika olmasına rağmen müze, Makedonya tarihinin zenginliğini anlamak için en doğru adres konumunda.
6 bin metrekarelik alana sahip kültürel tesisin ilk katında, Osmanlı da dâhil olmak üzere çeşitli devletlere ait madeni paralar sergileniyor. Diğer iki katta ise farklı dönemlerde kullanılmış veya üretilmiş kaplar, çanaklar, heykeller bulunuyor.
Müzede en dikkat çekici parçaları, Makedonya’nın ilk dönemlerinden günümüze ulaşmış kafataslarından yaralanılarak elde edilen 3 boyutlu maskeler ile Fenike kraliyet mezarlığının maketi oluşturuyor.
7. Mustafa Paşa Camii
Üsküp Kalesi’nin hemen alt kısmında yer alan Mustafa Paşa Camii (Мустафа-пашина џамија), 1492 yılında inşa edilmiş. Yavuz Sultan Selim ve II. Bayezid’in sadrazamlığını yapan Mustafa Paşa tarafından yaptırılan dini yapı, 47 metre uzunluğundaki minaresi ve 4 kubbesi ile klasik Osmanlı cami mimarisinden izler taşıyor.
1963 depreminin yıkıcı etkisinden nasibini alan tarihi yapıdaki ilk yenileme çalışmaları 1968 yılında tamamlanmış. Aslına uygun olarak restore edilmesine yönelik daha kapsamlı proje ise TİKA ile Makedon hükumetinin işbirliği sonucunda 2006-2011 arasında gerçekleştirilmiş.
İbadete açık durumdaki caminin yanında, Mustafa Paşa’nın sandukasının korunduğu türbe bulunuyor. Anıtsal mezarın tam karşısında ise kızı Ummi Hatun’un ebedi istirahatgahını görebilirsiniz.
8. Davut Paşa Hamamı
Taş Köprü’ye birkaç adım uzaklıktaki Davut Paşa Hamamı‘nın (Даут-пашин амам) inşası 1489-1497 yılları arasında gerçekleştirilmiş.
Sadrazam Davut Paşa’nın isteği doğrultusunda inşa edilen tarihi yapı, İsa Bey ile birlikte kentte varlığını günümüze kadar korumayı başarabilmiş iki hamamdan biri olma özelliğini taşıyor.
Yapı, tek giriş kapısına sahip olması ve içeride kadınlar ile erkeklere ait iki farklı alanın bulunması nedeniyle Çifte Hamam adıyla da anılıyor.
2013 yılında TİKA tarafından yenilenen hamamın dış cephesi ile iç kısmındaki tavan ve kubbe geçişleri ilk yapıldıkları dönemdeki özelliklerini korumaya devam ediyor.
1948’de Makedonya Ulusal Galerisi haline getirilen yapıda, 14. ila 20. yüzyıllar arasında Makedon sanatçılar tarafından yaratılan sanat eserleri sergileniyor.
9. Makedonya Takı
Hükumetin finanse ettiği “Üsküp 2014” adlı projenin bir parçası olan Makedonya Takı, Pella Meydanı’nda yer alıyor.
Ülkenin bağımsızlığının 20. yıldönümü kapsamında 2012 yılında açılan takın tasarımını, Valentina Stefanovska Neo-Klasik anlayışa bağlı kalarak yapmış. 4,4 milyon Euro’luk maliyeti nedeniyle eleştirilerin odağı haline gelen eserin inşasında granit ve mermer kullanılmış.
21 metre yüksekliğe sahip eserin üzerinde, tarih öncesi dönemlerden ülkenin bağımsızlığına kadarki süreçte yaşanan önemli olayları betimleyen 32 rölyef bulunuyor. İçerisinde galeri ve hediyelik eşya dükkânı bulunan takın üst kısmından kent manzarasını izleyebilirsiniz.
10. Murat Paşa Camii
Üsküp gezilecek yerler listenize eklemenizi tavsiye edeceğim bir diğer Osmanlı yapısı olan Murat Paşa Camii (Султан-муратова џамија), 1436 yılında inşa edilmiş.
Üsküp’te günümüze ulaşabilmiş en eski cami konumundaki yapının yükseldiği alanda daha önce Aziz George Manastırı bulunuyormuş.
Kosova Muharebesi sırasında yaşamını yitiren Sultan I. Murad’ın naaşı ile birlikte ordunun, ilk geceyi kente hâkim konumdaki tepede konaklaması nedeniyle dini yapının günümüzde de kullanılan adı aldığı belirtiliyor.
Kentteki türdeşlerinden farklı olarak ahşap çatıya sahip cami, mevcut görünümünü 18. yüzyıl başlarındaki onarım çalışmaları sırasında kazanmış.
Dini yapının külliyesindeki yapılardan geriye sadece Üsküp Saat Kulesi ve medresenin kalıntılarının yanı sıra iki türbe kalmış. Bu türbelerden sadece sol cephede yer alan ve Dağıstanlı Ali Paşa’ya ait olanı ziyarete açık tutuyor.
Caminin arka tarafında görebileceğiniz yapıda ise Beyhan Sultan ve ailesine ait mezarlar bulunuyor.
11. Kapan Han
15. yüzyılın ortalarında inşa edilen Kapan Han (Капан ан), Türk Çarşısı sınırları içerisinde yer alıyor. 1.086 metrekare alanı kaplayan Osmanlı yapısının varlığı hakkında gezginlere iki farklı görüş aktarılıyor.
Bu görüşlerden ilkinde, hanın İshak Paşa tarafından yaptırılan eski bir yapının yerine inşa edildiğinden bahsediliyor. Diğerinde ise bu yapının isim değişikliğiyle varlığını koruduğu söyleniyor.
İki kattan oluşan tarihi yapının altında, eskiden atların ve tüccarlara ait malların bekletildiği alanlar bulunuyormuş. Üst bölümde ise konaklamaya ayrılmış 44 oda bulunuyor.
Hanın üst katı, günümüzde imam hatip lisesi olarak kullanılıyor. Alt katta ise bir restoran ile kafe hizmet veriyor.
12. Sulu Han
Türk Çarşısı gezintiniz sırasında ziyaret edebileceğiniz Sulu Han (Сули ан), yine İshak Bey tarafından 15. yüzyılda inşa ettirilmiş. Tarihi yapıya “Sulu” isminin verilmesindeki nedenin, doğu girişinin önünden akan Serava Nehri olduğu düşünülüyor.
İki katlı han, toplam 2.101 metrekarelik alanı kaplıyor. Osmanlı stilinde inşa edilen hanın alt katları depo ve ağıl, üst kattaki 57 oda konaklama ünitesi olarak kullanılmış.
1963 depremi sonrası aslına uygun şekilde restore edilen han, günümüzde Üsküp Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından atölye çalışmaları için kullanılıyor. Ayrıca bir bölümü, hafta sonları ziyarete kapalı tutulan Bitpazarı Müzesi haline getirilmiş.
13. Kurşunlu Han
Kentte varlığını korumayı başaran 3 Osmanlı kervansarayının en büyüğü olan Kurşunlu Han‘ın (Куршумли Ан) inşa tarihinin 1550’li yıllar olduğu tahmin ediliyor.
Vakıf senedine bakılarak hanın, III. Selim’in emrinde görev yapan Abdul Gani’nin oğlu Molla Muslidin Hoca tarafından yaptırıldığı anlaşılmış.
200 yıl boyunca kervansaray olarak kente gelen tüccarlara hizmet veren tarihi yapı, 1787 yılında devrimci Makedonlar’ın alıkonulması için hapishaneye çevrilmiş. 1904-1912 arasında asli göreviyle kullanılan yapıya adını veren kurşun kaplı çatısı I. Dünya Savaşı sırasında sökülmüş.
Popüler bir dizinin çekimlerine ev sahipliği yaptığı için gezginler kadar yerel halk tarafından da ilgi gören hanın çevresinde, eskiden bir hamam ve cami bulunuyormuş. Ancak bu yapılardan günümüze sadece Gülçınar Hamamı’nın tek duvarı ulaşabilmiş.
14. Milenyum Haçı
Hıristiyanlığın 2000. yılı şerefine 2002’de açılışı gerçekleştirilen Milenyum Haçı, Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin maddi desteğiyle Makedon Ortodoks Kilisesi gözetiminde inşa edilmiş.
66 metre yüksekliğindeki yapı, 1.040 metrelik Vodno Dağı’nın zirvesinde yer alıyor. Gezginler ve yerel halk, haçı dini değerinden ziyade manzarası nedeniyle ziyaret ediyor.
Makedonya Meydanı’ndan da görülebilen ikonik yapının bulunduğu alana gitmek için önce kırmızı otobüsler aracılığıyla teleferiğe ulaşmak gerekiyor.
Turistik açıdan ilgi çekici Makedon Köyü’ne oldukça yakın konumdaki haçın etrafındaki kafe ve restoranlarda zaman geçirirken, enfes manzaranın tadını çıkarabilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.
15. Aziz Saviour (St. Spas) Kilisesi
Murat Paşa Camii yakınındaki Aziz Saviour Kilisesi (Црква Св. Спас), özgün tasarımı nedeniyle gezginlerin Üsküp gezilecek yerler listelerine dâhil ettikleri bir yapı.
16. yüzyılın ortalarında inşa edilen dini yapının mimari açıdan benzersiz özelliklere sahip olmasında, Osmanlı’nın zamanında hayata geçirdiği kuralın payı bulunuyor.
Bu kural dâhilinde Osmanlı hâkimiyeti boyunca hiçbir kilise, camilerden daha yüksek inşa edilememiş. Aziz Saviour da emre istinaden bazı bölümleri zeminden 2 metre aşağıda olacak şekilde tasarlanmış.
Çan kulesinin en dikkat çekici bölümünü oluşturduğu kilisenin içerisine, Makarije Frčkovski ile Petar ve Marko Filipovski kardeşlerin imzasını taşıyan 12 metre uzunluğundaki meşe kapıdan giriş yapılıyor. Bu kapının üzerine İncil’deki önemli sahneler işlenmiş.
Dini yapıda ayrıca Türkler’e karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin liderliğini yapan ve 1903’te öldürülen Goce Delčev’in mezarı bulunuyor.
16. Aziz Ohrid Kliment Katedrali
Ön tarafında İslam Birliği’nin hediye ettiği çeşmeyi görebileceğiniz Aziz Ohrid Kliment Katedrali‘nin (Соборна црква) inşasına, Mimar Slavko Brezovski gözetiminde 1972’de başlanmış.
Ortodoks mimarisinin modern ayrıntılarla zenginleştirildiği katedralin açılışı ise adını aldığı azizin doğumunun 1150. yıldönümüne denk gelen 1990’da yapılmış.
Başpiskoposluk tahtının yer aldığı dini yapının ana kubbesi, 650 metrekarelik alanı kaplıyor. Bu kubbenin iç kısmında, yapının aydınlatılmasını sağlayan ve üzerinde 400 ampulün bulunduğu görkemli bir avize bulunuyor.
Ana girişin solunda Avusturya’dan getirtilen 3 çanın asılı olduğu katedrale ihtişam katan freskler, Jovan Petrov ve ekibi tarafından boyanmış.
17. Makedonya Mücadele Müzesi
Üsküp 2014 Projesi kapsamında hizmet vermeye başlayan kültürel tesislerden biri olan Makedonya Mücadele Müzesi (Музеј на Македонската Борба), 2011 yılında ziyarete açılmış.
Vardar Nehri’nin kıyısında, gece ışıkların yanmasıyla ilgi çekici görünüme kavuşan bir binada faaliyetlerini sürdüren müze; Makedon halkının kendi ülkesini kurma çabası, tarihi ve kültürü hakkındaki bilgileri ziyaretçilere aktarmayı amaçlıyor.
2.500 metrekarelik alana sahip müzenin ulusal tarih açısından önemli kişileri tasvir eden 109 balmumu heykelden ve 16 tablodan oluşan koleksiyonu, 16 farklı bölümde sergileniyor.
Osmanlı döneminden Yugoslavya’dan ayrılığa kadarki süreci betimleyen kültürel tesiste inceleme fırsatını bulacağını en önemli belge ise Makedonya Cumhuriyeti Bağımsızlık Bildirgesi.
18. İsa Bey Hamamı / Çifte Hamam
1531 yılında adını aldığı Üsküp-Bosna sancakbeyi tarafından inşa ettirilen İsa Bey Hamamı (Чифте Амам), yapısal özellikleri nedeniyle genelde yan tarafındaki Davut Paşa ile karıştırılıyor.
Bu hamamda da türdeşinde olduğu gibi iç kısmındaki kadın ve erkek bölümüne tek bir giriş kapısından geçilerek ulaşılabiliyor. O yüzden kimi kaynaklarda yapıdan, Çifte Hamam ismiyle bahsediliyor.
19. Makedonya Köyü (Makedonsko Selo)
Günübirlik doğa gezilerinin düzenlendiği Vodno Dağı’nın eteğine kurulu Makedonya Köyü, yerel mimariye ilişkin ayrıntıları merak edenler için cazip fırsatları barındırıyor.
Benzerlerini İskandinav ülkelerinde de görebileceğiniz köyün tek farkı, buradaki evlerin replika olmaları. Yine de Bitola-Ohrid tarzı yapıların bir arada oluşturduğu görüntü, yıl içerisinde binlerce gezginin turistik yerleşim bölgesini ziyaret etmesine sebep oluyor.
Kent merkezine 20 dakika uzaklıktaki köyde restoranlar ve konaklama tesisleri de faaliyet gösteriyor. Tüm sokaklarında dolaşmanın en fazla yarım saat sürdüğü yerleşimin üst kesimlerinden kent manzarası izlenebiliyor.
20. Matka Kanyonu
Kent çevresindeki doğal güzelliklerle iç içe olmak isterseniz, Üsküp gezilecek yerler listenize Treska ve Vardar nehirlerinin bir araya geldiği Matka Kanyonu‘nu ekleyebilirsiniz.
5 bin metrekarelik alanı kaplayan kanyon, doğa aktivitelerinden hoşlanan bireylerin vazgeçilmezi konumunda. Ülkenin en eski yapay gölüne ev sahipliği yapan bölgede dilerseniz yürüyüş veya kaya tırmanışı yapabilir, kanoya binebilir, tekne turlarına katılabilirsiniz.
Tabi bu aktivitelerin dışında tarihi öneme sahip Orta Çağ kilise ve manastırlarını ziyaret ederek de vaktinizi geçirebilirsiniz.
Bölgeye özgü birçok bitki ve hayvan türünü gözlemleme şansı bulacağınız kanyonun çeşitli yerlerinde farklı uzunluklarda çeşitli mağaralar yer alıyor. Bunlar içerisinde en yoğun ilgiyi, 2007 yılında Mark Vandermeulen tarafında keşfedilen Vrelo Mağarası çekiyor.
Uzmanların şimdilik yalnızca 192 metrelik kısmını inceleyebildikleri mağaradaki sarkıtlar, büyüleyici görünümleri ile ziyaretçileri kendilerine hayran bırakıyor.

Sosyal Medyada Paylaş

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp